Fıkra Sayesinde Hamile Yengemi Siktim! (Emre 18 Y., Antalya / Türkiye)
Merhaba, ben 18 yaşında, Lise 3 öğrencisiyim, adım Emre. Dayımın taş gibi bir karısı (yengem) var. Oldum olası yengeme hastayımdır, devamlı 31 çekişlerime konu olmuştur yengem. Yengemle ile aram gayet iyidir. Arada bir onlara gider yengemle sohbet ederiz. Sohbet konularımızın başlıca konusu fıkralardır. Arada bir bel altı fıkralar da anlatırız tabi. Şu sıralar hamile olan yengeme aşerdiği için tarhana götürmüştüm. Yengemin üstünde beyaz lakoste bir tişört, altta da genç maksi tipi bir etek vardı. O gün dikkatimi çeken şey, memelerinin normalden daha büyük görünmesiydi. Sanırım sutyen takmamıştı. Arkadan bakınca da, hamile olduğundan dolayı sütun bacaklarını açarak yürümesi kalçalarını dahada belirginleştiriyordu. En son duyduğum fıkrayı ona anlatmak için can atıyordum. Karşılıklı oturduk. Yengem bana çay ve bisküvi ikram ettikten sonra, “Yeni bir fıkra var mı?” diye sorunca, “Evet!” diye atıldım ve ekledim, “Ama nasıl anlatayım ki, hamile bir kadınla ilgili!” dedim. Yengem heyecanla, “Bak ben de hamileyim, hadi anlat artık!” deyince, “Tamam!” dedim ve anlatmaya başladım:
Temel amansız bir hastalığa yakalanmış. Doktorlar son çare hamile bir kadının sütünden içersen iyileşirsen derler. Temelin tek çare Dursunun hamile olan karısına gitmektir. Dursunun kapısını çalınca Dursunun hamile karısı kapıyı açar ve ne istediğini sorar. Temel utana sıkıla derdini anlatır. Dursunun karısı da sevaptır diye Temele acır ve içeriye alır, emzirmeye başlar. Bu arada Dursunun karısı da yavaş yavaş zevke gelmektedir. İnleyerek temele şöyle der: Nasıl, hoşuna gitti mi? Temel, Evet çok güzel! der. İyice tahrik olan Dursunun karısı, Süt emmekten başka bir şey istermisin? diye sorar. Temelin gözleri fal taşı gibi açılmıştır, sıkılarak, Ayıp olmaz mı yenge? der. Dursunun karısı, Çekinme canım, istediğin başka bir şey varsa verebilirim! deyince, Temel, İçim geçti valla, varsa sütün yanında birkaç tane bisküvi verirmisin? der.
Ben fıkrayı anlatınca yengem kahkahayı bastı. Katıla katıla gülerek, “Sen de bisküvinin yanında bir şey istermisin?” diye sordu. Şakayla karşılık sorduğu soruya, ben de şakayla karşılık, “Süt isterim yenge!” dedim. Yengem de, “Olsa canım feda, ama evde süt yok!” dedi. Yengemin göğüslerini işaret ederek, “Sende yok mu?” deyince, yengemin yanakları al al oldu. “Daha memelerime süt gelmedi!” dedi. Ben de, “Ama çok büyümüşler!” deyince, yengem iyice kızardı ve “Çok belli oluyor mu?” dedi. “Evet, ama bu halde çok daha güzel görünüyorlar!” dedim. “Bak bak, nelere de dikkat ediyorsun sen!” dedi. “Yenge memelerin o kadar büyümüş ki, dikkat çekmeyecek gibi değil!” dedim. Yengem de, “Yaa? Dur aynada bakıp geleyim!” dedi. “Beraber bakalım mı yenge?” dedim. “Olmaz, sen burada otur!” diyerek yatakodasına doğru gitti…
Yengemin içerde ne yaptığını merak ettiğimden yerimde duramıyordum ve o iri memeleri görme hayaliyle kapının anahtar deliğine yaklaştım. Tam delikten içeri bakacakken yengem kapıyı birden açınca beni o halde gördü. “Beni mi dikizleyektin?” dedi. Cevap veremedim. Yengem, “Sadece bakacaksan göstereyim!” dedi. “Söz, sadece bakacağım!” dedim. Yengem tişörtünü yavaşça yukarı kaldırırken benim kalbim yerinden fırlayacaktı. Devasa büyüklükteki memeler karşımda duruyordu. Benim nutkum tutulmuştu. Gözlerimi onlardan alamıyordum. İyice belirginleşen meme uçları beni fena halde tahrik ettiğinden, olduğum yerde pantolonuma boşaldım. Açık renk pantolonumdan ıslaklık belli olunca yengem kahkahayı bastı, “Ne o lan, boşaldın mı?” dedi. Ben mahçup bir şekilde, “Evet!” dedim.
Yengem, “Gir çabuk banyoya, temizlen!” dedi. Utancımdan koşarak banyoya girdim. Ama gördüğüm manzaranın etkisi ile hemen 31 çekmeye başladım. Yengemin, “Kapının arkasında bornoz var!” demesi ile kendime geldim. Yıkanıp dışarı çıktığımda yengem halen gülüyordu. Bana dayımın bir külotunu hazırlamıştı. Dayımın külotunu giydiğimde kahkahalarımız birbirine karışmıştı. Çünkü dayım çok şişman olduğu için donu bana çok bol gelmişti. Yengemin yıkadığı pantolonumun kurumasını beklerken, karşılıklı oturmuş, ama hiç konuşmuyorduk. Ben ama hep o iri memeleri düşünüyordum. Benim yarak yeniden hareketlenmeye başlamıştı. Yengem fark etmiş, olacakları merakla beklemeye başladı. Yengem bacak bacak üstüne atmış, kalçaları bana dönük oturuyordu. Benim yarak ise geniş olan donumun kenarından dışarı çıkmaya çalışıyordu ve ben yarağımı saklamak için uğraşıyordum…
Yengem, “Anlattığın fıkranın devamı yok mu?” diye sordu. “Yok yenge.” dedim. Yengem bunun üzerine, “Devamını yazalım mı?” diye sorunca iyice şaşırdım. Ayağa kalkıp yanıma geldi. Yere oturarak memelerini dizlerime dayadı, gözleri donumdan dışarı çıkmak isteyen yarağıma bakıyordu. Ellerimi yengemin saçlarında gezdirmemle beraber dudaklarımız birleşti. Yerde yan yana uzanmıştık, ben bir yandan yengemin memelerini okşarken, biryandan da soyunuyorduk. Sonunda hayal ettiğim memeler dudaklarımın arasındaydı. Onları öpüyor, emiyor, dişliyordum. Yengemin yeni traşlanmış amına indiğimde, o da benim sikimi ağzına almış iştahla yalıyordu…
Arkasına geçip, memelerini ve şişmiş karnını okşarken bulutların üzerindeymişim gibiydi. Dayanacak halim kalmamıştı. Bacaklarını iyice ayırıp arasına girdiğimde, yengemin nefes alışverişleri dahada hızlanmıştı. Yarrağımı yengemin am dudaklarına sürdüğümde, zevkten am sularının fışkırdığını hissettim. Yavaşça yarrağımı amına sokup, içine girerken, dudaklarımızla birbirimize tarifsiz zevk veriyorduk. Gözlerinin içine bakarak yüklenmeye başladım. Yengem de bacaklarını belime dolarken, karnı göbeğime baskı uyguluyor, bu da beni fazlasıyla çıldırtıyordu…
Yengemi biraz böyle siktikten sonra yüzüstü çevirdim. Yengemin geniş kalçaları muhteşem görünüyordu. Kalçalarını iki yana açıp, götünün mor deliğine dilimi değdirdiğimde, yengem hafifçe ürperdi ve içini çekti. Götünü dilimle sikiyordum. Kalçalarını sağa sola sallamasından, yengemin acayip zevk aldığı belli oluyordu. Sikimi ağzına verip iyice ıslatmasını istediğimde, yengem olacakları tahmin ettiğinden, “Kremsiz olmaz!” dedi ve kremin yerini tarif etti. Kremi kapıp geldim. Götünün deliğini güzelce kremledikten sonra, sikimi kavradım ve kafasını dayayıp deliğini zorlamaya başladım. Yavaşça önce kafasını, daha sonra da hepsini soktum. Yengem nefes dahi almıyordu. Biraz bekledikten sonra yavaşça hareketlenmeye başladım. Birkaç gel gitten sonra hızlandım. Aldığım zevkten ve yengemin götünün darlığından boşalmak üzereydim. Hemen önüne geçtim ve ağzına vermemle boşalmam bir oldu…
İnanın, beş sevişmede gelebilecek kadar boşaldım. Dizlerim titriyordu. Yengem ise son damlasına kadar yutmak için çaba sarf ediyordu. Yavaş yavaş inen sikimin hassaslaşmış kafasını emerken, parmağı ile de götümün deliğine masaj yapıyordu. Bu zevk anlatılmaz, ancak yaşanır!
[Emre]